30.9.13

"Ve Yüzlerimiz" sergisinden kareler...



Canan Töreli’nin 27 Mart/13 Nisan tarihleri arasında Türk-İngiliz Derneği Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşan ilk kişisel sergisi Ve Yüzlerimiz'den kareler ve yüzler… 


Fırtına öncesi sessizlik… Sergi açılış kokteyli için hazır.

Fırtına öncesi sessizlik…

Fırtına öncesi sessizlik…

Fırtına öncesi sessizlik…

Fırtına öncesi sessizlik…

Fırtına öncesi sessizlik…


Canan Töreli Sanatçı Kadınlar Derneği’nden ressam arkadaşlarıyla bir arada…

Canan Töreli SDK'dan ressam arkadaşlarıyla bir arada…

Türk-İngiliz Kültür Derneği Genel Müdür Yardımcısı Cenk Yapakçı ile…

Yakın dostları Artı Galeri eski yöneticisi Figen Tanışık ve ressam Tunç Tanışık’la bir arada…

(Sağdan sola doğru…) Ressam Tunç Tanışık, ressam İmren Ersen ve ressam Celal Binzet’le bir arada…

Ressam Cebrail Ötkün'le beraber...

Kum Sanat Güzel Sanatlar Eğitim Merkezi kurucu ve yöneticisi ressam Cezmi Orhan’la…

Toplum Kitabevi eski sahibi Remzi İnanç eşliğinde…

Ressam İsmail Altınok’un oğlu Dr. Mehmet Altınok’la beraber…

Kız kardeşi Gülderen Schott’la beraber…

Aile fertleriyle bir arada...

Değerli hocası ressam Prof. Dr. Zafer Gençaydın sergi hakkındaki izlenimlerini paylaşırken…

Hocası ressam Zafer Gençaydın'la sergiyi gezerken... 

Hocası ressam Zafer Gençaydın'la sergiyi gezerken...


24.3.13

ANKARALILAR SAKIN KAÇIRMAYIN!



Ressam Canan Töreli ilk kişisel sergisi "VE YÜZLERiMiZ..." ile  sanatseverlerle buluşuyor ! Yer: Ankara Türk ingiliz Kültür Derneği Sanat Galerisi, Tarih: 27 Mart 2013, Saat: 18:30...

  



Ve yüzlerimiz, kalbim…

Kimlik sorulunca
tren saatlerine bakmak
ya da para ödemek için
cüzdanımı açıca
yüzün çıkıyor karşıma.
.
.
Kalbin cüzdanında
bir çiçek o kuvvet
bizleri yaşatan
dağları yıpratan.

Ve yüzlerimiz, kalbim, fotoğraflar kadar kısa ömürlü. 

JOHN BERGER
"And our faces, my heart, brief as photos."
ADAM YAYINLARI



When I open my wallet
to show my papers
pay money
or check the time of a train
I look at your face.
.
.
The flower in the heart’s
wallet, the force
of what lives us
outliving the mountain.

And our faces, my heart, brief as photos.

 JOHN BERGER
"And our faces, my heart, brief as photos."

SDK BÜYÜK/küçük Resim ve Heykel Sergisi




Canan Töreli, 17-30 Ocak 2013 tarihleri arasında
 Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, kurucu üyelerinden biri olguğu SDK'nın düzenlediği BÜYÜK/küçük Resim ve Heykel Sergisi kapsamında, 3 eseriyle sanatseverlerle buluştu!






12. Şefik Bursalı resim yarışması sergisi



Ressam Canan Töreli'nin T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nün düzenlediği 12. Şefik Bursalı Resim Yarışması'na katıldığı resmi, sergilemeye değer bulundu. Ankara Resim ve Heykel Müzesi'nde düzenlenen sergide aşağıda görebileceğiniz resmi yer aldı.





24 Ekim 2012'de konuk olduğu TRT Okul kanalının Günlük Rehber programındaki söyleşisinde, bu tablosu televizyon ekranlarından da seyircilerle buluştu!




14.11.12

« Çocuk gelinler » resim sergisi, 13 Kasım – 8 Aralık


Davetiyenin tamamını görüntüleyebilmek için fotoğrafı tıklayın !
Cliquez sur la photographie pour pouvoir visualiser le faire-part dans son ensemble!




Katılımcılar bir arada...
Toutes les participantes...



Canan Töreli sergiye katıldığı resmiyle
Canan Töreli pose à côté de son tableau réalisé pour l'exposition...









Paris TERS/YÜZ sergisi- RECTO/VERSO à Paris





Canan Töreli'nin eserlerinden biri Paris Anadolu Kültür Merkezi'nin vitrininde sergilendi.
Une des oeuvres de Canan Töreli a été exposée à la vitrine du Centre Culturel Anatoli à Paris.


 Sanatçı  kadınlar ve organizatörler sergi açılışının hemen öncesinde bir arada poz verdiler.
Les Femmes Artistes Peintres et les organisateurs ont posé tous ensemble juste avant le vernissage.


 ılış Paris Anadolu Kültür Merkezi Başkanı Dr. Demir Fitrat Onger'in konuşmasıyla gerçekleşti .
Le vernissage a débuté par le discours du Dr. Demir Fitrat Onger, président de Centre Culturel Anatolie.


 Sanatçı  kadınlar, serginin gerçekleşmesinde büyük rol oynayan ressam Ismail Yıldırım'la beraber.
Les Femmes Artistes Peintres posent aux côtés du peintre Ismail Yıldırım qui a permis l'organisation de l'exposition. 


Sergi, sanatseverlerin yogun katılımıyla büyük bir başarıya imza attı.
L'exposition a eu un grand succès grâce au nombre élevé de visiteurs.



Aşagıda bulunan linkleri tıklayarak serginin yazılı ve görüntülü basına yansımalarına ulaşabilirsiniz:

En cliquant sur les liens ci-dessous, vous pouvez accéder aux répercutions médiatiques de l’évènement:

http://www.sondakika.com/haber/haber-ankarali-kadin-sanatcilar-paris-te-4077888/

http://www.bugun.com.tr/son-dakika/ankarali-kadin-sanatcilar-paris-te-sergi-acti-haberi-103595

http://www.dha.com.tr/en-son-haber-ankarali-kadin-sanatcilar-pariste-sergi-acti-son-dakika-haberleri_385482.html

http://tansusaritayli.com/index.php/anasayfa/anasayfa-uest/371-ankarali-sanatci-kadinlar-dernegi-paris-te-resim-sergisi-acti


LE MANIFESTE DES FEMMES ARTISTES PEINTRES

Paris’te Tersyüz
Sultan Kelecioğlu, Sanatçı Kadınlar Derneği Başkanı

Çağdaş sanata gönül vermiş, sosyal sorumluluk farkındalığıyla
ve dayanışma düşüncesiyle bir araya gelerek kurduğumuz
Derneğimiz, bugün Paris sergisiyle yeni bir coşku yaşamaktadır.
Derneğimiz bu etkinlikle, bugüne kadar yaptığı tüm etkinliklerde
olduğu gibi kuruluş gerekçemizi oluşturan, Kadın Sanatçıların yurtiçi
ve yurtdışında kültür çevrelerindeki konumunu, sanat pratiklerinin
ilerlemesini, iletişim, dayanışma ve işbirliğinin geliştirilmesini
sağlama konusunda ileri bir adım daha atmaktadır.
Toplumun kültürel kalkınmasına, çağdaş sanatın gelişmesine katkıda
bulunmak, çocuk ve gençlerin sanata ilgi ve eğilimlerine yardımcı
olmak düsturuyla hareket eden derneğimiz bu sergimizde,
çağımızın büyük sorunlarından biri olan tersyüz olma temasını ele
almaktadır.
Cezmi Orhan’ın dediği gibi:“Toplumumuzun ve hatta Dünyamızın
giderek anladığımız, anlaştığımız, kanıksadığımız ve uyum sağladığımız
veya böyle olduğunu sandığımız bütün değerlerinin tersyüz
edildiği bir çağı yaşıyoruz.
Her şey tersyüz oluyor.
Doğa, insan, toplum, onur, sağlık… Daha fazlası için tersyüz ediliyor.
Sanat aracılığıyla bütün bu yozlaşmaları ve ikirciklikleri tersyüz
konseptiyle ele alan SKD sanatçıları, bu iki durumu da gözler önüne
seriyor ve seçimi bize bırakırken bize galiba insani olanı seç diyor.”
Yeni üye arkadaşlarımızın katılımı ve artan gücümüzle gerçekleştirdiğimiz
Paris etkinliğimize destek veren Paris Anadolu Kültür
Merkezine, Hocamız Cezmi Orhan şahsında Kum Sanat Güzel
Sanatlar Eğitim Merkezine, fotoğraf çekimlerinde yardımcı olan
Şefik Kutlu’ya, Fransızca çevirisi için Deniz Töreli’ye, davetiyenin
grafik tasarımda Damla Kürklü ve Deniz Günhan’a teşekkürlemizi
bir borç biliriz.

SDK



Recto/Verso à Paris
Sultan Kelecioğlu, présidente de SKD.

Nous nous sommes réunies sous le toit de SKD tout d’abord pour
partager une passion commune, celle de l’art contemporain, mais
aussi dans le but de pouvoir jouer un rôle au sein de la société en
apportant notre soutien aux causes qui nous préoccupent.
Notre association est très heureuse de présenter
l’exposition RECTO/VERSO à Paris aux amoureux de l’art.
Par le biais de ce nouvel événement, elle continue à porter le
flambeau pour lequel elle a été créée, celui d’améliorer la place
des Femmes Artistes dans les manifestations culturelles tant
nationales qu’internationales, en essayant de faciliter leur accès
à la pratique de l’art et en créant un espace apte au dialogue et
à la solidarité.
Notre association porte aussi le désir d’oeuvrer pour le
redressement culturel de la Turquie en stimulant et par ce biais
en orientant l’intérêt des jeunes vers l’art.
Le thème RECTO/VERSO que nous avons choisi pour l’exposition
de Paris fait parti, pour nous, des grandes problématiques de
notre ère : celui de la notion dessus dessous des valeurs qui
amène parfois à un anéantissement.
Comme le précise Cezmi Orhan : « nous vivons dans une époque
où toutes les valeurs que nous croyions acquises par notre société
et par le monde entier sont dépouillées. La nature, l’Homme, la
société, l’honneur, la santé… sont malmenés pour l’obtention d’un
gain accrue. Il existe un recto et un verso pour toute chose. Les
Artistes Peintres de SKD traitent à travers ce concept le double
penchant d’un monde dégénéré. Elles nous exposent le pour et le
contre pour nous indiquer de suivre parmi les deux voies celle qui
comporte le plus d’humanité. »
L’exposition de Paris est le fruit d’une énergie croissante au sein
de notre association grâce aussi à la participation de nouveaux
membres qui nous ont rejoints récemment.
Nous tenons à remercier pour leurs aides et contributions le
Centre Culturel Anatolie, le Centre d’Etudes des Beaux-Arts KUM
SANAT en la personne de notre professeur Cezmi Orhan, Şefik
Kutlu pour la prise des clichés publiés dans ce catalogue, Deniz
Töreli Esnault pour ses traductions, Damla Kürklü et Deniz Günhan
pour la conception des faire-part.







Sanata Duyulan İçten İnanç ve SKD
Cezmi Orhan

Sanat Eğitimlerine 1990’ların sonlarında başlayan topluluk sanatçıları,
2007 yılında Sanatçı Kadınlar Derneği’ni(SKD) kurarak,
o tarihten bu tarafa sanatsal eylemliliklerini bu çatı altında
sürdürmektedirler. SKD, temelde iki gruptan meydana gelmektedir.
Çekirdek kadro olarak nitelendirilebilecek ilk grup büyük
çoğunlukla,1968’de Paris’te Rodolphe Julian tarafında kurulan
Akademi Julian ve 1923’te İstanbul’da Ruhi, Hikmet Onat, Ali
Sami Boyar, Avni Lifij ve Turgut Tokat gibi ressamların kurduğu
ve hocalığını yaptığı serbest atölye geleneği çizgisinde kurulmuş
olan Kum Sanat Güzel Sanatlar Eğitimi Merkezi’nde, Cezmi Orhan,
Prof. Zafer Gençaydın ve Ali Asgar Çakmakçı hocalardan aldıkları
çağdaş sanat uygulamaları ve kuramsal çalışmalarla yetişmiş olanlar.
İkinci grup ise sonradan katılanlar ve çoğunlukla Güzel Sanatlar
Fakültesi kökenlilerdir.
Başından beri sanata, insana ve yaşama olan derin inanç ve çabaları
zamanın giz perdesini aralatarak onlara adeta; 1911 Nobel
Ödüllü Belçikalı yazar Maurice Materlinck’in dediği gibi: ”Nasıl arıların
dilinde, ağzında, midesinde bal üretmek gerektiği yazılıysa,
bizimde gözlerimizde, kulaklarımızda, iliklerimizde, beynimizin
çıkıntılarında, bedenimizdeki sinir sisteminde, yeryüzündeki
şeylerden özümsediklerimizi, yeryüzünde eşi benzeri
bulunmayan nitelikte özel bir enerjiye dönüştürmek için yaratıldığımız
yazılmaktadır. Bildiğim kadarıyla hiçbir yaratık, düşünce,
akıl, ruh, beyin gücü, erdem, iyilik, adalet, bilmek diye
adlandığımız bu garip akılcığı bizim gibi üretime dönüştürmeye
istekli ve hazır olmamıştır.”diyebilme kararlılığına getirmiştir.
Seçici bir katılımı ve gelişimi tercih eden SKD zamanla bu doğrultuda
Güzel Sanatlar Fakültesi kökenli sanatçıları da bünyesine almaya
başlamış ve bu genişlemeyle başından beri öngördükleri nitelikli
ve ihtiyatlı büyümeyi niceliksel olarak da doğru bir rotaya oturtmuştur.
SKD sanatçıları, sanata duydukları içten inancı, yeni yapıtlar
aracılığıyla bir kez daha sanatseverlerle buluşturmanın coşkucusunu
yaşamaktadırlar.




Le culte de l’art et SKD
Cezmi Orhan

Les artistes de cette belle union qui avaient commencé leur
aventure en matière d’art vers la fin des années 1990, ont fondé
en 2007 l’Association des Femmes Artistes Peintres (Sanatçı
Kadınlar Derneği) et oeuvrent depuis dans ce cadre. SKD abrite aujourd’hui
en son sein deux groupes venant de parcours différents.
Le premier comprend les membres fondateurs, qui pour la plupart
d’entre elles ont suivi les cours théoriques et appliqués en matière
d’art moderne dispensés par des artistes renommés tels Cezmi
Orhan, Prof. Zafer Gençaydın et Ali Asgar Çakmakçı sous le toit
de KUM SANAT, Centre d’Etudes des Beaux-Arts. Il s’agit ici d’un
centre qui suit le courant idéologique de l’Académie Julian fondée
par Rodolphe Julian à Paris en 1867 ainsi que celui de l’atelier libre
qui est né à Istanbul en 1923 par les initiatives de peintres tels
Ruhi, Hikmet Onat, Ali Sami Boyar, Avni Lifij et Turgut Tokat. Le
deuxième groupe, quant à lui, réunit les membres qui ont rejoint
l’organisation par la suite, la majorité d’entre elles venant de la
Faculté des Beaux-Arts.
L’association qui dès ses débuts cultive un culte infaillible en l’art,
en l’Homme et en l’existence, qui dépense toute son énergie dans
ce sens, est l’incarnation concrète des paroles de l’écrivain belge
Maurice Materlinck (prix Nobel 1911) : « Comme il est gravé sur
la langue, sur la bouche, sur l’estomac des abeilles qu’il faut
produire du miel, dans nos yeux, dans nos oreilles, dans notre
moelle, dans les méandres de nos cerveaux, dans le système
nerveux qui parcourt tout notre corps, il est inscrit que nous
sommes créés pour transformer ce que nous puisons de la vie
en une énergie unique. À ma connaissance, aucune autre créature
n’a été désireux et prêts comme nous le sommes à transformer
en une création cette substance curieuse que nous
avons parfois l’habitude d’appeler « la pensée », d’autres fois
« l’intelligence », « l’âme », « la puissance de l’esprit », « la
vertu », « la bonté », « la justice » ou encore « la connaissance
».
Les artistes peintres de SKD ont de nouveau le grand bonheur de
partager avec vous, les amoureux de la peinture, cette croyance
profonde qu’elles éprouvent pour l’art à travers leurs nouvelles
oeuvres.

31.10.12

AİLE İÇİ ŞİDDET SERGİSİ - 16 Ekim / 3 Kasım 2012



Sergi: Hemen her gün yazılı görsel medyadaki aile içi şiddet haberlerini izliyoruz. Çocuklarına, eşlerine şiddet uygulayanların isimlerine, fotoğraflarına bir göz atıyoruz. Ancak bizden çok uzakta gerçekleştiğini sandığımız bu olaylar üzerinde ne kadar düşünüyoruz? Bir gün çevremizden birisinin veya bizim başımıza gelebileceğinin farkında mıyız?

Art Exhibition: Almost everyday we quickly glance at domestic violence on the news seeing the names and  photographs of the people who practise violence upon their children or spouses via printed or visual media. However, how do we ponder over these events, which are far away from our periphery? Are we aware that someone next to us or ourselves indeed could be a victim of domestic violence?



Türk-Ingiliz Kültür Derneği olarak bu bağlamda toplumda farkındalık yaratmak, dikkat çekmek, duyarlılığı artırmak, konunun göz önünde bulunmasını sağlayarak, kalıcı çözümlerin bulunmasına katkıda bulunmak istiyor; devletin, sivil toplum örgütlerinin, hiyerarşik yapıya bağlı kalınmaksızın her düzeyde tüm kurumların, kadın ve erkek herkesin görevi olduğuna inanıyoruz.

In order to create awareness, responsability and to draw attention to the matter, The Turco-British Association is raising the subject and contribuiting to reach a permanent solution; it is also the duty of every nation, governmental or non-governmental organizations on a non-hierarchical basis and indeed all the men and women in the world.


Aile içi şiddet konulu sergiye katıldığı tablo

Canan Töreli's painting about Domestic Violence



Türk - Ingiliz Kültür Derneği Genel Müd. Yard. Cenk YAPAKCI ile...